Hep korkmuşumdur bu cümleden.. Ve sanırım evrene sürekli bu enerjiyi yaydığımdan çok erken öğrendim hamileliğimi.. Henüz 4-5 haftalıktı..

İlk 2 ayı doldurmasını beklemek (ne olur ne olmaz), heyecanı, korkuyu rahatlıkla paylaşamamak çok zordu. Aslında bu haberi çok uzun süre kendime saklamak istedim ama tabi ki başaramadım, 2 ayda duyurdum=) Derken bir de baktım ki 9 aya girmişim bile =) Bay Henry Van Dyke ‘ in da dediği gibi ‘’Zaman beklerken çok yavaş, korkarken çok hızlı , kederliyKen çok uzun , sevinçliyken çok kısa’’ .

İlk ultrasonda gördüğüm o minik kesecik bana; bugüne kadar başıma bir şey gelmesinden korkmadığımı, sağlığıma yeterince dikkat etmediğimi ve gelecek kaygısı olmadan sadece yaşadığım anda huzur bulmakla geçirdiğimi fark ettirdi. Normalde sadece acıkınca yemek yiyen ben, öğünlerine dikkat eder olmuştum ve cola ya tamamen veda etmiştim. İlk 3 ay gerçekten zordu. Hiç bir fiziksel rahatsızlığım yoktu (kusma, bulantı, baş dönmesi vb.). Ama uyuyordum.. Uyumaktan kendimi alamıyordum😊 Bir insan günde 16-18 saat uyur mu her bulduğu yumuşak yerde? (Buna misafirliklerimiz de dahil😊) Artık uyumaktan yoruluyordum. Sürekli uykulu olmak ve uykullu gözükmek sinirimi bozmaya başlasa da önüne geçemiyordum. Derken yine zaman girdi devreye ve asla geçmez dediğim günler geçti.. İşte sonunda ilk 3 ayı devirmiştim 😊

2018 yılı benim için anneliği deneyimleyeceğim; yeni başlayan her günü heves, heyecan, huzur, mutluluk ile karşıladığım bir yıl olarak geldi. Buna ek olarak elbette yoğun bir tempo da kısa süre içersinde beni beklemekte😊

“Hepsini anladık, iyi hoş da, yoğun tempo ne?” derseniz, 2 aylığına ara verdiğim işlerime Amerika’ dan döner dönmez dört elle sarılacağım tabi ki… Minik Bella için ofisimde uygun bir ortam sağlayıp hem bebeğimi büyütür hem de işleri yürütebilirim diye düşünüyorum. Bana şans dileyin.

Yaniii uzun lafın kısası “Hoş geldin gözaltı torbaları, hoş geldin yorgun çökük bir vücut ve tabi ki hoş geldin bebek😊”